AYURVEDA

26 Eylül 2021 17:17 Haftalık Kültür
resimler-kitap/AYURVEDA.jpg
google news

Sanskrit dilinde kelime anlamı olarak Ayur, yaşam; Veda bilgi demektir. Yaşam bilgisi anlamına gelen Ayurveda, bizlere sağlıklı ve uzun yaşamın bilgisini sunmayı amaçlayan bir alternatif tıp sistemidir. 5000 yıldır önleyici ve bütünleyici tedavilerde başvurulan Ayurveda’nın kökeni Hindistan’a dayanır.

Ayurveda’ya göre sağlıklı bir insan, Doshaları (ayurvedik bünye tipi) dengede olan, dhutu’ları (vücut dokuları ve organları) normal işleyen, sindirimi ve boşaltımı dengeli, zihni ve duyguları mutlulukla dolu bir kimsedir. Görüldüğü üzere Ayurveda’da kişinin ruh sağlığı, fiziksel sağlığı kadar önemlidir ve bu ikisi onun bütünsel beden sağlığını oluşturur.

ayurveda yapan kedi

Ayurveda’ya göre evren, dolayısıyla fizyolojimiz, beş temel elementten oluşur. Bunlar: boşluk, hava, ateş, su ve topraktır. Bu elementler farklı oranlarda bulunarak üç yaşam enerjimizi yani Dosha’ları oluştururlar. Dosha kişinin fiziksel ve zihinsel özelliklerini barındıran bünye tipidir. Türkçe’deki mizaç ve fıtrat kelimelerine karşılık gelebilir.

Ayurveda’da; Vata, Pitta ve Kapha olmak üzere 3 bünye tipi vardır. Her bünye tipinde belirli beden ve zihin yapısı, beş elementin farklı oranlarda bulunmasıyla ortaya çıkar.

Ana bünye tipinizi bilmek, bedeninizi ve zihninizi tanımanızı sağlar. Metabolizmanızı, sindirim sisteminizi, zihinsel yönelimlerinizi, ruhunuzu, fıtratınızdaki temel özellikleri öğrenerek sorunlarınıza daha bilinçli yaklaşmanızda yardımcı olur. Kendi bünye tipinizi, doshaları belirleyen “bünye testi” anketini yaparak kolayca öğrenebilirsiniz.

ayurveda yapan kedi

Vata boşluk ve havadan oluşur. Bünyesinde Vata baskın olan insanlar, genelde ince ve narin yapıdadırlar. Enerjiktirler. Düşünce ve duygularında değişken olabilirler. Harekete çabuk geçebilirler. Değişim hayatlarının temel öğesidir. Soğuk havadan hoşlanmazlar ve ciltleri kurumaya meyillidir. Sindirim problemlerine yatkındırlar, iştahları düzensizdir. Uykuları hafif veya kesilmeye eğilimlidir. Entelektüel sivri zekâları vardır. Yaratıcıdırlar.

Pitta, ateş ve sudan oluşur. Pitta’sı baskın kişiler sıcak bir vücuda, yağlanmaya müsait bir cilt yapısına sahiptirler ve orta boyludurlar. Öğün atlamayı sevmezler ve sıcağa karşı toleransları düşüktür. Öncülük, liderlik özellikleri gösterirler. Hırslı ve kontrolcüdürler. Kolay öfkelenme eğilimindedirler ve keskin bir zekaya sahiptirler. Kısa fakat derin uyurlar. 6 saatlik uyku ile yaşayabilirler. Espri anlayışları iyidir ve gülmekten hoşlanırlar.

Kapha su ve topraktan oluşur. Kapha baskın olan insanlar genelde daha geniş ve güçlü bir beden yapısına sahiptirler. Yağlı ve parlak ciltleri vardır. Sindirimleri yavaş olduğu için daha geç acıkabilirler. Düşünce ve hareketlerinde ağırkanlı, sakin ve uysaldırlar. Korumacı ve anaç olabilirler. Kin tutmazlar ve oldukça affedicidirler. İyi bir hafızaya sahiptirler, geç öğrenebilirler ancak zor unuturlar.

Ayurveda, bir alternatif tıp yöntemi olarak sizlere sağlıklı bir yaşam biçimi benimsediğiniz takdirde uygulayabileceğiniz bir yol haritası sunar. Beden tipinizi öğrendiyseniz, beden tipinize uygun beslenmeye dikkat edebilirsiniz böylelikle barındırdığınız baskın elementlerin dengede olmasını sağlayarak fiziksel sağlığınıza destek olabilirsiniz. 

Ayrıca Bakınız:
Ayurveda, Ender Saraç, Milliyet Yayınları, 1999

Ayurveda Bünye Testi Link 1
Ayurveda Bünye Testi Alternatif

Düşünüyorum, Öyleyse Varım

04 Temmuz 2021 12:00 Haftalık Kültür
resimler-kitap/Cogito_ergo_sum_morenhaber.jpg

Felsefe tarihindeki en ünlü cümlelerden biridir “Cogito, Ergo Sum.” Düşünüyorum, öyleyse varım anlamına gelen bu ifade Fransız Filozof Rene Descartes (1596-1650)’a aittir ve "Meditasyonlar" isimli Latince kaleme alınan eserinde yer alır.

Descartes, varoluş problemiyle ilgilenir. Kesinliğinden şüphe edebileceği her bilgiyi reddetmekle başlar işe. Çünkü dış dünyanın varlığının kabulüne ancak varlığından kesin olarak emin olduğu şeylerin tespitiyle varabileceğini düşünür. Bu sebeple duyuları yoluyla algıladığı her şeyin varlığını reddeder, çünkü duyular insanı yanıltabilir. O tüm dış dünyayı reddeder ancak her şeyi reddederken kabul ettiği tek bir inanç ortaya çıkar. Bu inanç onun düşünüyor olduğudur.

Descartes’a göre düşünüyor olması hiçbir şüphe doğurmuyordur, çünkü düşünüp düşünmediğine dair şüphe ederken dahi yaptığı düşünmektir. Böylece Descartes, eğer düşünüyorsa ve düşünüyor olduğunu kesin bir şekilde bilebiliyorsa bunun var olduğu anlamına geldiğini söyler.

Söz konusu temel ilkenin kuşku götürmez bir doğru olduğunu şöyle belirtir Descartes: “Bu doğru: Düşünüyorum, öyleyse varım- öylesine kesin ve apaçıktı ki kuşkucuların en abartılmış sanılarının hiçbiri onu sarsamazdı...” “«...bu önerme: varım, onu her dile getirdiğim ya da usumda düşündüğün an zorunlu olarak doğrudur»".

Descartes bu ilk doğruya varmak için daha önceki bilgilerinden hiçbirine dayanmaz. Yani, belirli verilerden yola çıkarak bu veriler ile vardığı doğru arasında bir bağlantı kurarak geliştirmeye çalışmaz bilgisini. Tersine, var olduğunu, tam da kendisini var olmadığına inandırmaya çalıştığı bir anda kavrar.

Descartes’in bu savı “kendini bilme” konusunda bizlere farklı bir pencere açıyor. Kendi kendimizin farkında olmamızın diğer farkındalıklardan farkı nedir? Kendi düşüncelerimiz, hislerimiz hakkında düşünüyor olmak herhangi başka bir şeyi düşünmekten hangi açıdan farklılık arz eder?  Bu sorunun cevaplarından biri, düşüncelerimiz ve hislerimiz hakkında dürüstçe kendimize yanıtlar verdiğimiz anlarda bu düşüncelerin ve hislerin doğruluğu hususunda hataya ve kuşkuya düşemeyeceğimizdir. Bu fikir acı duyma meselesi çerçevesinde değerlendirildiğinde akla yatkın görülebilir. Çünkü acı içinde olduğunuzu hissederseniz, doğal olarak acı içinde olduğunuza inanırsınız ve bu inancınızda hatalı olabileceğiniz fikri sizin için neredeyse imkânsız gibidir.*

Kaynaklar:
Savran, Gülnür, Düşünüyorum Öyleyse Varım
Evrimağacı.org

Metin içi fotoğraf: Bakırköy, Düşünen Adam Heykelinin Hikayesi
*365 Güne Bir Konu, Entelektüelin El Kitabı