Dolar

Dolar kelimesinin kökeni, günümüz Çek Cumhuriyeti'nde bulunan Joachimsthal şehrinde 16.yy.da işlenen yeşil gümüş madeni paralara dayanır. Bu paralara Joachimsthaler ya da kısaca Thaler denmekteydi. Thaler kelimesinin zamanla Avrupa'da yayıldıkça Taler, Taler'dan da Dollar'a dönüştüğü düşünülüyor. Bir dolar yüz sente karşılık geliyor. Pek çok dolar bazlı para birimi olsa da en yaygın ve bilinen olanı, tüm dünyada bir ikame aracı olan Amerikan Doları yani USD.
Dolar sembolünün ortaya çıkışı ise tartışmalı bir konu. Bu konuda pek çok farklı görüş var. Bunlardan en kabul göreni, coğrafi keşiflerle sömürge arayışında olan İspanyolların, ticari faaliyetleri sebebiyle yaptıkları seyahatlerin bir sonucu olarak bu gümüş madeni paraları Avrupa'da yaygın hale getirdikleri fikrine dayanıyor. Bu fikre göre İspanyol parası "peso" tekil durumda kısaltıldığında büyük p harfi ile (P), çoğul durumda kısaltıldığında ise p üssü küçük s harfi ile gösteriliyordu. Zamanla ikinci kısaltmanın, p üzeri küçük s harfinin, p harfinin üzerine gelen büyük s harfi şeklini aldığı ve bu haliyle benimsendiği düşünülüyor.
Bir diğer görüşe göre, bu işaret United States'in (Birleşik Devletler) baş harfinden geliyor. S harfi büyük u harfi ile birleştiğinde, u harfinin alt kısmının zamanla ortadan kalkmasıyla (u harfinin s harfinden oldukça küçük olduğu düşünülürse) iki çizgili bir s harfinin ortaya çıktığına inanılıyor.
In God We Trust
Amerikan Dolarının öyküsü 1781 yılında The Bank of North America'nın para basmaya yetkili banka olarak atanmasıyla başlar. 1785 yılında ABD Kongresi Doları ABD'nin para birimi olarak kabul eder. 1792'de kabul edilen Tedavüle Para Çıkarma Kanunu ile ABD Darphanesi kurulur ve madeni para basmaya başlanır. İlk kâğıt para 1861 yılında dolaşıma çıkar. 1864 yılına gelindiğinde dönemin papazı banknotların üzerinde "Tanrıya Güveniriz" yazısının bulunmasını önerir. Önerisi kabul edilir ve 1965 yılında çıkarılan kanunla paraların üzerinde bu yazının bulunması zorunluluk haline getirilir. Bu söylemden önce paraların üzerinde kolonileştikten sonra birleşerek bağımsızlığını sağlayan ABD'nin, sloganı "E pluribus unum (Çokluktan Birliğe)" yazmaktadır.
Piercy, Joseph, Semboller Evrensel Bir Dil, Maya Kitap,2021
Bankalarda bulunan dolar mevduatı
Zülfikar

Zülfikar, Hz. Ali’nin efsanevi kılıcının adıdır. Kelime anlamı olarak, "sahip" anlamındaki "zû" ile "omurga, boğum" anlamına gelen "fekār" kelimelerinden oluşan zülfekār kelimesi Türkçeye Zülfikar şeklinde geçmiştir.
Oldukça ağır ve devasa yapıda, eğri ve çift ağızlı yani ucu çatallı olduğu düşünülen Zülfikar’ın iki çatal ucundan biri ilmi, diğeri de imanı temsil eder. Kılıcın kabzası ise adaletin sembolüdür.
Kılıcın, 624 Yılında Bedir Savaşı’nda savaş ganimeti olarak ele geçirildiği ve bir süre peygamber tarafından kullanıldığı biliniyor. Daha sonra savaş ganimetlerinin paylaşılması esasına uygun olarak Hz. Muhammet tarafından Uhud Savaşı’nda kullanılmak üzere “Ali’den başka yiğit, Zülfikar’dan başka kılıç yoktur. (Lâ fetâ illâ Alî, lâ seyfe illâ Zülfikar)” sözleriyle Hz. Ali’ye verildiği rivayet ediliyor.
Yiğitliğin, gücün ve adaletin sembolü olan efsanevi kılıç İslâm dünyasında gaza ve cihat anlayışının simgesi olarak kullanılmış. Osmanlı Devleti zamanında ise sancaklarda motifi bulunan kılıç, en çok Bektaşi geleneğine mensup olan yeniçeriler (merkez ordusunu oluşturan askerler) için önem arz ediyordu. Yeniçeriler’in Bektaşilik ve Hz. Ali’ye bağlılıklarının bir uzantısı olarak savaş sancaklarının üzerinde kılıcın motifi bulunmaktaydı. Osman Gazi’den itibaren gelenek halini alan “taklîd-i seyf” adlı kılıç kuşanma merasimi de Hz. Muhammet’in Hz. Ali’ye Zülfikarı verme merasimiyle ilişkilendiriliyor.
Aynı zamanda Hz. Ali’nin kılıca ettiği rivayet edilen, Du‘â’ü’s-seyfî ve’lHırzi’l-emânî adıyla dua kitaplarında yer verilen Kılıç Duası’nı okuyan kişinin yeni doğmuş gibi günahsız olacağına, duanın her gününe kefaret olacağına, kişinin kıyamete kadar rahmet içinde bulunacağına inanılmış.
Şu an Topkapı Sarayı’nda bulunan Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sonrasında halifelikle birlikte Osmanlı’ya getirdiği kutsal emanetler arasında Hz. Ali’ye ait olduğu bilinen bir kılıç bulunuyor. Ancak bu kılıç Zülfikar değil. Kılıçlar arasında bulunan çift ağızlı, çatallı olan kılıcın Hz. Osman’a ait Zülfikar formunda (ucu çatallı olan kılıç formu) başka bir kılıç olduğu biliniyor.
Ali’nin Allah tarafından ona bahşedildiğine inanılan efsanevi atı Düldül ile kılıcı Zülfikar’ın akıbeti bilinmiyor. Rahmete erişmelerinden birkaç yüzyıl sonra kaybolan kılıcın rivayeti, İslam kaynaklarından yararlanılarak varlığını sürdürüyor.
Kaynaklar:
islamansiklopedisi.org.tr/zulfikar
Hüseyin Güneş, Zülfikar, Makale
Pelin Çift Youtube Röportajı
Gülçin Tanrıbuyurdu, Kılıç Duası, Makale,
Etimoloji, viki
Görsel: Barboros Hayrettin Paşa Sancağı