Mona Lisa Gülümsemesi

21 Kasım 2021 16:54 Haftalık Kültür
resimler-kitap/Mona_Lisa_Gülümsemesi_1.jpg
google news

Leonardo Da Vinci 1452- 1519 yılları arasında yaşamış bir dâhidir. Ressam, heykeltıraş, mühendis, mimar, bilim insanı ve mucittir. Floransalı bir babanın evladı olan sanatçı, ilk gençlik yıllarını Floransa’da geçirmişti. Elli yaşına geldiğinde, pek çok ülke gezmiş ve çalışmalarda bulunmuş büyük bir bilim insanı ve ressam olarak biliniyor ve krallara hizmet ediyordu. Örneğin Sultan 2. Beyazıt’ın isteği üzerine bir Boğaziçi köprüsü projesi tasarladığı kaynaklarda geçiyor. Ancak tasarıları ve çalışmaları sıklıkla yarıda kalmış, ömrü boyunca üretkenliği ile tezatlık oluşturacak kadar az sayıda eser bizlere bırakmıştır. Mona Lisa, bunlardan en bilinenidir ve hikayesi sanatçının eve dönüşüyle başlar.

1502 yılında Leonardo, memleketi Floransa’dan bir sipariş alır. Georgio Vassari’nin 1550’de sanatçı hakkında yazdığı biyografide aktardığına göre Floransalı tüccar Francesco del Giocondo karısı Mona Lisa’nın resmini yapmasını ister. İtalyanlar bu resme bu sebeple La Gioconda (güler yüzlü) ismini yakıştırsalar da resim kadının ilk ismi olan Mona Lisa (Madam Lisa) olarak tüm dünyada bilinmektedir.

mona lisa louvre müzesine dönerken

Rivayete göre Leonardo resimde kadının gülümsemesini istemiş ve bu sebeple resmederken atölyesinde hep çalgıcılar bulundurmuş. Dört yıl süren resmin yapımı tamamlanmış ancak hiçbir zaman teslim edilmemiş ve hayatı boyunca Leonardo’nun atölyesinde ona eşlik etmiş.

Eser, günümüzde Fransa’da bulunan Paris’teki Louvre Müzesinde özel koruma önlemleri altında sergileniyor. 1517 yılında Leonardo, kralın davetiyle Fransa’ya göç etmiş ve hayatının sonuna kadar burada kalmış. Eser de onunla birlikte Fransa’ya gitmiş, ölümünden sonra da krala satılmış. Bu sebeple bugün Paris’te sergileniyor.

Mona Lisa’nın dünyanın en bilinen kadınlarından biri olmasında Leonardo da Vinci’nin çok yönlü kişiliği ve üstün yeteneğinin yanında sansasyonel bir olaya karışması da etkili olmuş.  Mona Lisa, 1911 yılının Ağustos’unda milliyetçi duygularla ona yaklaşan Vincenzo adlı bir İtalyan tarafından müzeden kaçırılmış. Vincenzo Mono Lisa’yı Paris’teki evinde neredeyse iki yıla aşkın bir süre sakladıktan sonra satmak için harekete geçtiğinde yakalanmış. Bu süreçte Mona Lisa’yı arayan yetkililer tarafından tablonun kopyaları basılmış ve her yere dağıtılmış, öyle ki Mona Lisa’nın çalınması ve arama çalışmaları onu zamanın en popüler kadınına dönüştürmüş. 

Mona Lisa, Kanvas üzerine yağlı boya toblo

Leonardo Da Vinci şüphesiz gerçek bir dâhiydi. Öyle ki bu resimde sfumato denilen bir teknik kullanarak, renk tonlarının yumuşak bir biçimde birbirine geçişini sağlamıştır. Bu yumuşak etki ile o döneme kadar portrelerde görülen kas katılığı aşmış ve Mona Lisa’nın sırrı olan o belli belirsiz gülümsemeyi yaratmıştır.

Gerçekten de Mona Lisa’ya baktığınızda onun gülümsediğini düşünebilirsiniz. Ancak biraz daha incelediğinizde bakışlar mesafeli bir ifadeye bürünür. Bu sizi düşündürür... Mona Lisa mutlu mu, mutsuz mu? Neşeli mi hüzünlü mü? Cevap Leonardo için de sizin için de aynı: Onu nasıl görmek istiyorsanız öyle.


Leonardo Da Vinci, Buchholz, Literatür Yayımları
Sanatın Kısa Öyküsü, Hodge, Hep Kitap
Ünlü Ressamlar Hayatları ve Eserleri, Sadun, Altuna, Hayalperest

Ockham'ın Usturası

15 Ağustos 2021 17:18 Haftalık Kültür
resimler-kitap/Ockhamın_usturası_moren_haber.jpg

Ockham’ın Usturası doğru bilgiye ulaşmanın yöntemini gösteren temel bir bilimsel prensiptir. Bu prensibe göre karşılaştığınız bir problemde karşıt açıklamalar eşit ise, en basit olan açıklama doğru olmaya en yatkın olandır.

 21.yy. terminolojisinde karşımıza "Simple is the best! "(basit olan en iyisidir) olarak çıkan prensip, aslında 14. Yy. Orta Çağ Avrupa’sında İngiliz rahip  Ockham’lı William tarafından ortaya atılmıştır.

Rivayete göre William sabah tıraşını olurken yüzünü kesiyor ve çok sinirleniyor. Bunun üzerine düşünüyor ve kızgınlığının sebebini sorguluyor. Kızgınlığının sebebi tıraş olurken kendisini kesmesi mi yoksa usturasını bilemeyi unutmuş olması mı? Bunun üzerine bu deneyiminden etkilenerek basitlik prensibini geliştiriyor.

Örneğin sokakta birkaç sene önce düğününe gittiğiniz kadın bir arkadaşınızla karşılaştınız ve karnının epeyce şişkin olduğunu gördünüz. Ne düşünürsünüz? Arkadaşınızın hamile olduğunu mu düşünürsünüz? Yoksa bilmediğiniz bir hastalığın arkadaşınızın karnını anlamadığınız bir şekilde şişirdiğini mi varsayarsınız?

ockhamın usturası görsel

Ockham’ın usturasına göre en basit, varsayımların tıraş edildiği açıklamanın doğru olma olasılığı daha fazladır. Gerçekten de gündelik hayatınızda karnı öne çıkmış kadınların çoğu hamiledir, pek azının hasta olduğu için bedeni şişmiştir.

Peki varsayımlardan arındırılmış bilginin doğru olmaya en yatkın olduğu fikrini günlük sosyal hayatımızda nasıl uygulayabiliriz? Ockhamın usturasından nasıl yararlanabiliriz?

İş takviminiz çok dolu ve yeni iş gününde sizi bekleyen bir sürü görev var olduğunu varsayalım. İşlerin yetişemeyeceğinden endişe ediyorsunuz ve düşündükçe tamamlamanız gereken tüm görevler kafanızda bir yumak haline dönüşüyor. Ockhamın Usturasına göre en basit, komplike olmayan ve varsayımlar üzerinden dallanıp budaklanmayan görevden başlamak en doğrusu olacaktır.

ockhamın usturası görsel resim

Sonuç olarak "Entia non sunt multiplicanda praeter necessitatem" Latince orijinal ifadesiyle literatüre geçen Ockham’ın Usturası’nın özü şudur:
Zorunda olmadıkça varlıkları çoğaltmayın, en yalın ve varsayımdan uzak açıklama gerçeğe en yakın olandır. Bu yöntemden kendi düşünceleriniz ve duygularınızı anlamakta, sosyal yaşantınızı koordine etmekte de yararlanabilirsiniz.