Zülfikar

08 Ağustos 2021 15:43 Haftalık Kültür
resimler-kitap/_zülfikar_morenhaber_com.jpg
google news

Zülfikar, Hz. Ali’nin efsanevi kılıcının adıdır. Kelime anlamı olarak, "sahip" anlamındaki "zû" ile "omurga, boğum" anlamına gelen "fekār" kelimelerinden oluşan zülfekār kelimesi Türkçeye Zülfikar şeklinde geçmiştir.  

Oldukça ağır ve devasa yapıda, eğri ve çift ağızlı yani ucu çatallı olduğu düşünülen Zülfikar’ın iki çatal ucundan biri ilmi, diğeri de imanı temsil eder. Kılıcın kabzası ise adaletin sembolüdür.

Kılıcın, 624 Yılında Bedir Savaşı’nda savaş ganimeti olarak ele geçirildiği ve bir süre peygamber tarafından kullanıldığı biliniyor. Daha sonra savaş ganimetlerinin paylaşılması esasına uygun olarak Hz. Muhammet tarafından Uhud Savaşı’nda kullanılmak üzere “Ali’den başka yiğit, Zülfikar’dan başka kılıç yoktur. (Lâ fetâ illâ Alî, lâ seyfe illâ Zülfikar)” sözleriyle Hz. Ali’ye verildiği rivayet ediliyor.

Yiğitliğin, gücün ve adaletin sembolü olan efsanevi kılıç İslâm dünyasında gaza ve cihat anlayışının simgesi olarak kullanılmış. Osmanlı Devleti zamanında ise sancaklarda motifi bulunan kılıç, en çok Bektaşi geleneğine mensup olan yeniçeriler (merkez ordusunu oluşturan askerler) için önem arz ediyordu. Yeniçeriler’in Bektaşilik ve Hz. Ali’ye bağlılıklarının bir uzantısı olarak savaş sancaklarının üzerinde kılıcın motifi bulunmaktaydı. Osman Gazi’den itibaren gelenek halini alan “taklîd-i seyf” adlı kılıç kuşanma merasimi de Hz. Muhammet’in Hz. Ali’ye Zülfikarı verme merasimiyle ilişkilendiriliyor.

Aynı zamanda Hz. Ali’nin kılıca ettiği rivayet edilen, Du‘â’ü’s-seyfî ve’lHırzi’l-emânî adıyla dua kitaplarında yer verilen Kılıç Duası’nı okuyan kişinin yeni doğmuş gibi günahsız olacağına, duanın her gününe kefaret olacağına,  kişinin kıyamete kadar rahmet içinde bulunacağına inanılmış.

Şu an Topkapı Sarayı’nda bulunan Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sonrasında halifelikle birlikte Osmanlı’ya getirdiği kutsal emanetler arasında Hz. Ali’ye ait olduğu bilinen bir kılıç bulunuyor. Ancak bu kılıç Zülfikar değil. Kılıçlar arasında bulunan çift ağızlı, çatallı olan kılıcın Hz. Osman’a ait Zülfikar formunda (ucu çatallı olan kılıç formu) başka bir kılıç olduğu biliniyor.

Ali’nin Allah tarafından ona bahşedildiğine inanılan efsanevi atı Düldül ile kılıcı Zülfikar’ın akıbeti bilinmiyor. Rahmete erişmelerinden birkaç yüzyıl sonra kaybolan kılıcın rivayeti, İslam kaynaklarından yararlanılarak varlığını sürdürüyor.

Kaynaklar:
islamansiklopedisi.org.tr/zulfikar
Hüseyin Güneş, Zülfikar, Makale
Pelin Çift Youtube Röportajı
Gülçin Tanrıbuyurdu, Kılıç Duası, Makale,
Etimoloji, viki
Görsel: Barboros Hayrettin Paşa Sancağı

Barok Sanatı

29 Ağustos 2021 12:00 Haftalık Kültür
resimler-kitap/Rembrandt_barok_melek_kahinbalaam_eser.jpg

Barok 17.yy başından 18.yy’ın ikinci yarısına kadarki süreçte resim, müzik, heykel ve mimaride etkinlik gösteren, Avrupa sanatına hakim olan sanat anlayışıdır. İtalya’da doğduğu bilinmekle birlikte barok kelimesinin Portekizce şekilsiz inci anlamına gelen “Barocco” kelimesinden türetildiği düşünülüyor.

Barok sanatı ya da üslubu genel olarak Rönesans sanatına tepki olarak ortaya çıkmıştır denebilir. Reformdan (Protestan reformu) sonra Katolik kilisesi bir karşı tepki olarak sanatta ana konu olarak dini temaların işlenmesi ve sanatçıların ilhamını dini öykülerden alması gerektiğine hükmetti. Bu anlayışa göre sanat dindarlığı yansıtmalı, gerçekçi olmalı ve izleyenleri doğruluğa teşvik etmelidir. Böylece kilise tarafından sanat, dini ve Katolik kilisesini yücelterek, Protestanlık karşısındaki imajını tazeleme aracı olarak görüldü ve çoğunluğu Katolik Hristiyan olan Avrupa coğrafyasında bu anlayışa uygun eserler verildi.

samson'un kör edilişi rembrandt

Bu amacın gerçekleştirilmesine uygun olarak gerçekçiliği ortaya koymak amacıyla resimde yeni ışık ve gölge teknikleri geliştirildi. Duygular izleyenlerin empati kurmasını sağlamak amacıyla etkileyici renklerle yansıtıldı ve renk tonlarındaki zıtlıklar ve boyanın kalın serbest hareketlerle uygulanışıyla gerçeklik hissi yaratıldı. Bu çalışmaların sonucunda yüceltme amacı başarıyla yerine getirilirken oldukça ihtişamlı ve gösterişli, sanat tarihinin en etkileyici eserleri ortaya çıkmış oldu.

Caravaggio, Annibale Carracci ve Rembrand bu sanat anlayışını resimlerinde uygulayan başlıca sanatçılardır. Rembrandt’ın "Melek ve Kahin Balaam" eseri Barok etkisinin görüldüğü eserlerden biridir.

rambrandt, melek ve kahin balaam, caravaggio aziz petrusun çarmıha gerilmesi

Sanatçının 20’li yaşlarında yapmış olduğu bu eserde Tevrat’ta anlatılan Kahin Balaam’ın hikayesi resmedilmiştir. Balaam İsrailoğulları’nı lanetlemek üzere yola çıkmıştır ancak eşek, Tanrı tarafından gönderilen haberci meleği görünce yoldan sapar, Balaam’a zorluk çıkarır ve Balaam yaralanır. Bunun üzerine çok sinirlenen Balaam eşeğini kamçılar, ancak çok canı yanan eşek dile gelir. Onu neden kamçıladığını sorar. Balaam benimle alay ediyorsun, elimde kılıç olsa seni öldürürdüm, der. Tanrı üzülen eşeği görür ve Balaam’ın gözlerini açar. Meleği gören Balaam Tanrının habercisi meleğin karşısına çıktığını görür ve hatasını anlar.

Barok, Osmanlı Devleti’nde 18.Yy’dan sonra özellikle mimaride etkili olmaya başlanmıştır. Osmanlı’da Barok tarzı eserler, sanatçıların öz kültürel öğeleriyle yoğrulmuştur bu sebeple Avrupa’daki eserlerin etkisi altında kalınmış olsa da ayrışır. Barok etkisinin görüldüğü mimari eserler: Nuri Osmaniye Cami, Selimiye Kışlası, Ortaköy Cami ve Dolmabahçe Sarayı’dır.  


Kaynak:
Sadun Altuna, Ünlü Ressamlar Hayatları ve Eserleri
İstanbulsanatevi.com