Gül Şehri Petra Antik Kenti

23 Mayıs 2023 23:11 Kültür/Sanat
resimler-haber/petra__antik_kenti_ürdün.webp
google news

Tarih öncesi çağlardan beri yerleşim yeri olan, Kızıldeniz ile Ölü Deniz arasında yer alan bu Nebati kervan şehri, Arabistan, Mısır ve Suriye-Fenike arasında önemli bir kavşak noktasıydı. Petra yarı inşa edilmiş, kayaya yarı oyulmuş ve geçitler ve boğazlarla dolu dağlarla çevrilidir. Eski Doğu geleneklerinin Helenistik mimariyle harmanlandığı, dünyanın en ünlü arkeolojik alanlarından biridir.

Ürdün’ün başkenti Amman’a 250 kilometre uzaklıkta bulunan Petra Antik Kentinde tiyatro, tapınak, ev gibi yapılar kireç taşına oyularak yapılmıştır. El-Hazne ve Roma döneminde yapılan amfitiyatro en bilinen yapılardır.

Petra'nın Olağanüstü Evrensel Değeri, özenle hazırlanmış mezar ve tapınak mimarisinin uçsuz bucaksız boyutunda yatar; dini yüksek yerler; mevsimsel yağmurları kontrol eden ve koruyan geniş bir sarnıç ve rezervuar ağıyla birleşen kalan kanallar, tüneller ve derivasyon barajları ve bakır madenciliği, tapınaklar, kiliseler ve diğer kamu binaları dahil olmak üzere kapsamlı arkeolojik kalıntılar.

Ürdün'ün Ma'an ilinde bulunan Petra Antik Kenti, 2 bin 400 yıllık gizemli tarihiyle Orta Doğu’nun önemli kültürel değerleri arasında yer alıyor. Petra, 1812 yılında İsviçreli gezgin Johann Burckhardt tarafından yeniden keşfedilmiştir. 6 Aralık 1985 tarihinde UNESCO tarafından Dünya Kültürel Mirası listesine dahil edilen antik kent, 7 Temmuz 2007 tarihinde ise Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçilmiştir

Ürdün’deki Wadi Musa’da bulunan ve yapımı 500 yıl süren antik kent 100 km. lik bir alana yayılmıştır. Kum taşından oluşan kaya bloklarına oyulmuş tapınaklar, amfi tiyatro, mezarlar ve rölyeflerden oluşmaktadır. Petra’da kayalar; sarı, kırmızı, pembe, kahverengi, turuncu ve hatta bunların açıklı koyulu tonlarına bürünmekte, güneş ışınlarının gelişine göre de değişiklikler arz etmektedir. Renginden dolayı da “Rose City” olarak adlandırılmaktadır.

Kumtaşı kayalardan oluşan dağların oyulmasıyla oluşturulan Petra şehrini ortaya çıkaran medeniyet Nebatiler dir. Nebatiler, M.Ö 4. YY da tarih sayfalarına adlarını yazdırmış göçebe bir kavimdir. Ancak bu göçebe kavmin en önemli özelliklerinden biri ticaretten anlamaları, yaşamlarını ticaretle ve hayvancılıkla sürdürmeleridir. Önemli ticaret yolları üzerinde yaşadıklarından ve baharat, parfüm, yağ ticaretinde başarılı olduklarından; Romalılar, Yunanlılar ve Perslerle ticaret yapmışlar, zenginleşerek büyük bir devletin temelini atmışlardır. Arami dilini kullanan Nebatiler pagan inancına sahiptiler. En büyük Tanrıları da; dağların Tanrısı Dushara idi.

Petra, M.Ö 400 ile M.S 106 yılları arasında Nebatilerin başkenti olmuştur. M.S 106 yılında Roma İmparatorluğunun kontrolü altına girdikten sonra yavaş yavaş kendilerine ait değerler, özellikler yok olmaya unutulmaya başlanmıştır. Yaşanan birkaç büyük depremin de insanların şehri terk etmesinde büyük katkısı olmuştur.

Petra antik kenti, çarpıcı görünümü sayesinde pek çok filme ev sahipliği yapmıştır. En çok bilineni; indiana jones- Son Macera, Mortal Kombat, Mumya Geri Döndü, Transformers- Revenge of The Fallen, Spiritual Warriors Petra’da çekilen filmlerden bazılarıdır.

Ürdün Ulusal yasasına göre, Eski Eser alanlarının korunması sorumluluğu, Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı'na bağlı ayrı bir birim olan Eski Eserler Dairesi'ne aittir. Tesis, Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı tarafından yönetilen Petra Arkeoloji Parkı içinde korunan bir alandır.

Bölgenin ekonomik ve sosyal yaşayabilirliğine katkıda bulunacak turizm gelirlerini artırırken, ziyaretçilerin baskısından kaynaklanan hasarlardan mülkü korumayı amaçlayan sürdürülebilir kalkınma ve yönetim uygulamaları için uzun vadeli bir çerçeveye ihtiyaç vardır.

Kaynak
UNESCO

Foto: Hasan Kamber/Kayıp Şehere Yolculuk/Doğa ve Tarih Sunumu