Zorluklara Rağmen Orta Asya Umut Dolu
Tacikistan'ın başkenti Duşanbe’de sürdürülebilir kalkınma için suya odaklanan uluslararası bir konferans düzenlendi. Konferansa katılan Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Vekili Amina Mohammed orta asyada su kaynaklarının kullanımına yönelik şu değerlendirmelerde bulundu: “Su, Orta Asya bölgesinde ve Afganistan ile sınırlarında barış ve iş birliği için bir katalizör. Orta Asya ülkeleri yeşil enerji, iklim dostu tarım ve içme suyuna daha iyi erişim için su konularını birlikte ele alıyor.
Su kaynakları yönetimini geliştirmek için çok taraflı çözümlere güçlü bir şekilde bağlı kalarak iklim gündemini ileri taşıma kararlılıklarına tanık oldum.
Aral Gölü bir zamanlar dünyanın dördüncü büyük gölüydü. On yıllar önce yanlış planlanan tarımsal sulama projeleri artan sıcaklıklarla birleştiğinde, 1990'ların sonunda geriye gölün kapladığı alanın sadece yüzde 10'u kalmış.
Aral Gölünde yaşanan iklim felaketi, ulusal veya bölgesel sınırların çok ötesine uzanıyor. Bu küresel bir trajedi.
BM Genel Kurulu, Aral Gölü bölgesini ekolojik yenilik ve teknolojiler bölgesi ilan etti. Böylece bölgenin iklimin değişikliğinin etkilerinin azaltılması ve uyum alanındaki yatırımlara yönelik çabaların dünyanın diğer bölgeleri için örnek teşkil etmesi amaçlandı.
Bölgesel iklim eylemi kritik öneme sahip. Küresel ısınma, bölgenin su ve ekosistem dengesinde hayati bir rol oynayan Orta Asya buzullarının erimesini hızlandırıyor.
Orta Asya'daki buzullar son elli yılda yüzde 25 azaldı, önümüzdeki yirmi yılda aynı miktarda kayıp yaşanması bekleniyor.
Bu durum, emisyonları acilen azaltmak ve Paris İklim Anlaşması'nın sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlama hedefini başarmak için küresel eyleme geçilmesi gerektiğini gösteren nedenlerden biri.
Kırgız Cumhuriyeti, 2022'yi Dağ Ekosistemlerini Koruma ve İklime Dayanıklılık Yılı ilan etti. Beş ülkenin liderleri üzerlerine düşeni yapma konusunda net bir taahhütte bulundu.
Finansman eksikliği, bölge ekonomilerinin “yeşile dönüştürülmesi” ve doğal zenginlikleri korumak ve restore etmek için ciddi bir engel teşkil ediyor, ancak söz konusu taahhütler konusunda dikkate değer bir isteklilik ortaya konmuş bulunuyor.
Dijitalleşmeyle birleşen daha yeşil bir ekonomi, yalnızca ekonomileri modernize etmekle kalmayacak, aynı zamanda küresel ihtiyaçlara uygun sektörlerde yeni iş fırsatları yaratacak.
Bölgenin demografik değişiminden en iyi şekilde yararlanmak için bölgenin ekonomik kalkınma yolunu yeniden düşünmek de önemli. Orta Asya 76,5 milyon kişiye ev sahipliği yapıyor ve ortalama yaş 27,6 olan genç bir nüfusu içeriyor.
Bölge gençliğine sadece entelektüel olarak öğrenme ve gelişme değil, aynı zamanda bölgesel büyümeyi ve gelecekte barışı ilerletmeye yardımcı olacak dostluklar ve ağlar kurma fırsatı sunan bir üniversiteyi de ziyaret ettim.
Orta Asya'da tanıştığım gençler, ekonomilerini üretken yollarla şekillendirme, göçün artık birçokları için varsayılan bir tercih olması gerekmediği ve seslerinin duyulduğu bir masada oturmak konusundaki kararlılıklarını benimle paylaştı.
Her yaştan kadından da benzer mesajlar duydum. Kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesini, kadın haklarını ve liderliğini sağlayan daha eşit ve kapsayıcı toplumlara doğru daha hızlı ve çok daha fazla yol kat edilmesi için açıkça çağrıda bulundular.
Cinsiyete dayalı sessiz küresel şiddet salgını Orta Asya için de toplumsal cinsiyet eşitliğinin tam olarak sağlanması açısından üstesinden gelinmesi gereken zorlu bir konu. Üstesinden gelinmesi gereken diğer konular arasında ise ayrımcı uygulamalar, artık geçersiz olan toplumsal normlar, erkek temelli bakış açısı ve klişeler yer alıyor.
Orta Asya kadınlarının bölgenin toplumsal ve ekonomik dönüşümüne katkısını gerçeğe dönüştürmek için bunun başarılması büyük önem taşıyor.
Dijitalleşme, özellikle iletişim, eğitimin dönüştürülmesi, iyileştirilmiş yönetişim ve ekonomik fırsatların ve kapsayıcılığın genişletilmesi için önemli bir yol haritası sunuyor. Açıklık ve reform çabalarının arttırılması, Orta Asya ekonomilerine sınırsız bir potansiyel sağlıyor.
Her yerde olduğu gibi, sosyal ve ekonomik dönüşümün temel unsurunu insan haklarının güçlendirilmesi oluşturuyor. Bardağın bir kısmını “dolu” olarak görsem de Birleşmiş Milletler Orta Asya ülkeleriyle birlikte çalışarak bardağın geri kalan kısmının da doldurulmasını desteklemeye hazır. Bölge halkına yapılan tüm yatırımların merkezinde ve sonuçlarında insan hakları yer almalı.
Birleşmiş Milletler bir yandan bu yolculukta bölge halkına eşlik ederken, diğer yandan marjinalleştirilmiş ve savunmasızların sesleri olmaya ve bölgede sürdürülebilir kalkınma ve barışın sürdürülmesinin temel taşları olan eşitlik, adalet ve kapsayıcılık için çözümler sunmaya devam edecek. Sınırların yeni olduğu bir bölgede, sürdürülebilir barışın ve bölgesel ekonomik ve sosyal büyümenin yolunun açılması için tartışmalı alanlar etrafındaki gerilimlerin üstesinden gelmek üzere acilen uzlaşmaya ihtiyaç var.
Şiddet içeren aşırıcılığın yayılmasını önlemek ve Ukrayna'daki savaşın insanlar ve ekonomiler üzerindeki etkilerini azaltmak için harekete geçmek, titiz bir dikkat ve uluslararası insan hakları hukuku da dahil olmak üzere hukukun üstünlüğünü korumayı gerektiriyor.
Birçok zorluğa rağmen Orta Asya'dan umutla ayrıldım. Değişim yaşanıyor. Zorlukların daha iyi farkına varılıyor.
Bu değişim bölgenin doğal güzelliğini koruma ve geliştirme ve toplumsal ve ekonomik zorlukların üstesinden gelme istekliliğine sahip çoğunluktaki canlı genç nüfus tarafından yönlendiriliyor.
Tüm bu gelişmeler, Orta Asya'daki tüm insanlar için kapsayıcı ve sürdürülebilir bir geleceğin sağlanmasına yardımcı olma gücüne sahip bulunuyor.”
Kaynak
UN