Mutlak Sıfır

30 Nisan 2022 00:24 Haftalık Kültür
resimler-kitap/mutlak_sıfır_1.jpg
google news

Bir cisim ne kadar soğuk olabilir? Ne kadar soğukta, artık bir cismin yok olduğunu farz edebiliriz? Mutlak sıfır bir cismin artık var olamayacağı kadar soğuk olduğunu ifade eder. Bu sıcaklık -273,15 santigrat derece ya da 0 (sıfır) Kelvin ile ifade edilir. Uzay bile bu kadar soğuk değildir.

Heisenberg’in Belirsizlik İlkeleri’ne göre atomlar ve moleküller yalnızca belirli enerji düzeylerinde var olabilirler. Çünkü sıcaklık ile cisimleri oluşturan atom hareketleri doğru orantılıdır. Sıcaklık artarken atomlar daha hızlı ve düzensiz hareket ederlerken, soğuk ortamda atomlar yavaşlar ve düzensiz hareketlerini azaltırlar. Bir cismin mutlak sıfır derecesindeki kalan son enerjisine “sıfır noktası enerjisi” denir. Bu noktada artık hareket var olamayacak kadar moleküler anlamda azalmıştır, ama cisim var oldukça enerji de varlığını devam ettirecektir.

atomlar

Işık hızına olduğu gibi mutlak sıfıra da ulaşmak mümkündür ama bu hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmez; çünkü bu dereceye ulaşmak sonsuz miktarda enerji gerektirir. Bir cismi bu kadar soğutmayı şu ana kadar pek çok bilim insanı denemiş olsa bile, başarılı olunamamıştır.

Kelvin Ölçeği mutlak sıfıra dayalıdır. Sıfır Kelvin, mutlak sıfırdır. Bu anlamda bilinmelidir ki sıcaklığın ölçülmesinde birkaç ölçekten yararlanılır. En bilineni günlük hayatımızda kullandığımız birimi Santigrat olarak da adlandırılan Celcius ölçeğidir. Bu ölçekte suyun donma noktası 0, kaynama noktası 100 derece kabul edilir ve bu iki sıcaklık arası santigrat olarak adlandırılan yüz eşit kısma bölünür.

lord kelvin

Kelvin ölçeğinde sıcaklık derece işareti kullanılmadan büyük K simgesi ile gösterilir. Suyun donma noktası 273, kaynama noktası 373 Kelvindir. Kelvin ölçeğinde Celcius ölçeğindeki gibi suyun donma ve kaynama noktaları arasında 100 derecelik bir fark vardır. Yani iki ölçek de -suyun kaynama noktalarının başlangıç dereceleri farklı olsa da- aynı birim büyüklüklerini kullanırlar. Eksi derecelerin olmadığı Kelvin’de; 273 Kelvin, 0 santigrat dereceye eşittir. Dolayısıyla mutlak sıfır olarak adlandırılan 0 Kelvin de -273 santigrat dereceye eşit olur.

“Bilim, kendisine sunulan her problemle korkusuzca yüzleşecek, sonsuza dek geçerli, onurlu yasalarla bağlıdır.” Sözüyle bilime olan inancını anlatan William Thomson, (Lord Kelvin olarak da bilinir) 1824-1907 yılları arasında yaşamış zamanın en büyük fizikçilerinden biriydi. Termodinamikte gazlar için tanımlanmış mutlak sıfır kavramını tüm maddelere uyarladı. Kelvin adını verdiği ölçeğinde mutlak sıfırı başlangıç noktası olarak kabul etti. Kelvin ölçeği, bugün vefatından yüz yıl sonra sıcaklığın ölçülmesinde yararlanılan üç temel ölçekten biri olarak adını yaşatıyor.


Khan Academy
Bilimsel İlkelerin Küçük Kitabı, Tubitak Kitapları, 2005

Sidretü'l Münteha

10 Ekim 2021 17:28 Haftalık Kültür
resimler-kitap/sidre_sidretül_münteha_sidre_ağacı_arap_kirazı.jpg

Kur’an’da Necm (Yıldız) Suresi 14. Ayette geçen ve “Son Sidre” anlamına gelen tamlamadır. Sidr Arapça ağaç demektir. Sidre “Arabistan Kirazı” olarak da adlandırılan, Arabistan’da yetişen ve meyvesi Trabzon hurmasına benzeyen kiraz ağaçlarının adıdır. Münteha son, nihayete eriş anlamındadır. O dönemlerde Araplar bu ağacı sınır çizmek için kullanılırlar.

“Sidretü’l-müntehâ” tamlaması için yapılan yorumlar çeşitlidir. Bir görüşe göre Hz. Muhammet’in Allah’la görüşmesinde ona eşlik eden Cebrail meleğinin, peygamberi bıraktığı son noktayı ifade eder. Cebrail bu ağaçta durur, Hz. Muhammet ayrılır ve ilerleyerek Allah’a yükselir. Bu noktadan sonrası bilinmemektedir. Ağaç, yalnızca Allah’ın takdiriyle peygamberin erişebileceği ilahi bilginin başladığı noktadır.

26 Ayetten oluşan Necm Suresinde bu ağaçtan şöyle bahsedilir;

﴾1-2﴿ Kayıp giden yıldıza andolsun ki bu arkadaşınız ne sapıtmış ne de eğri yola gitmiştir.

﴾3﴿ Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır.

﴾4﴿ O (size okuduğu), kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir.

﴾5-7﴿ Ona, (Kur’an’ı) çok güçlü, üstün niteliklerle donatılmış biri (Cebrail) öğretti. O, ufkun en yüce noktasındayken asıl şekliyle göründü.

﴾8﴿ Sonra yaklaştıkça yaklaştı.

﴾9﴿ Öyle ki, iki yay kadar hatta daha yakın oldu.

﴾10﴿ Böylece Allah, kuluna vahyini iletti.

﴾11﴿ Gözün gördüğünü kalp yalanlamadı.

﴾12﴿ Şimdi siz şüpheye düşüp gördükleri hakkında onunla tartışmaya mı kalkışıyorsunuz?

﴾13﴿ Andolsun ki, o, Cebrail’i bir başka inişte daha (asli suretiyle) görmüştü.

﴾14﴿ Sidretü’l-müntehânın yanında.

﴾15﴿ Ki onun yanında huzur içinde kalınacak cennet vardır.

Bir başka görüş bu tamlamanın, dünya üzerinde bulunan somut bir ağacı ifade ettiği yönündedir. Bu inanışa göre bahsedilen ağaç, Cebrail’in Hz. Muhammed’e göründüğü esnada çevrede bulunan Arap kirazlarından biridir. Bu sebeple surede Hz. Muhammet’in Cebrail ile görüşmelerinden şüpheye düşen müşriklere peygamberin, meleği başka bir inişte (vahiyde) de bu ağacın yanında gördüğü hatırlatılmaktadır.

Bir diğer görüş ise ağacın beşerî bilginin sonunu, cennetin doruğunu ifade ettiğidir. Buna göre ağaç, cennetin son noktasıdır. Muhyiddin Arabî’ye göre Hz. Muhammet, Hz. İbrâhim’in makamı olan yedinci semayı geçerek Sidretü’l-müntehâya ulaşmış, sonra burasını da geçip kaderleri yazan kalemlerin çıkardığı sesleri işitecek bir noktaya yükselmiştir.

Sidretü’l-müntehâ, peygamberler ve onlara tâbi olan mutlu insanların amellerinin suretlerinin bulunduğu yerdir, bu suretler kıyamete kadar burada muhafaza edilir. Bu amellerden yansıyan ışıltılar sidreyi bürümüş ve onu göz kamaştıran bir güzelliğe kavuşturmuştur.

İslâmî kaynakların çoğunda cennetten çıkan, dört nehrin bu ağacın altından doğduğu rivayeti yer alır. Bu nehirlerden ikisinin bereketli topraklardan (Mezopotamya) geçen Fırat ve Nil nehirleri olduğu söylenir.


Ayrıca Bakınız:
Nihat Uzun, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Tefsir Anabilim Dalı
Mustafa İsmet Uzun, İslam Ansiklopedisi
Diyanet.gov