Satürn

28 Kasım 2021 14:57 Haftalık Kültür
resimler-kitap/ZUHAL_STARDUS_KRONOS.jpg
google news

Satürn gezegeni adını, Romalıların “Saturdus” olarak adlandırdıkları tarımın ve üretkenliğin tanrısından alır. Rivayete göre Satürn, Tanrı Kral Jüpiter’den kaçarak Roma’da Altın Çağ olarak adlandırılan bereketin ve huzurun olduğu dönemi başlatır. Öyle ki İngilizce Saturday yani cumartesi gününün bu tanrının gününe ithaf edildiği rivayet edilir. Türklerde Arap mitolojisinin etkisiyle Zuhal olarak da adlandırılır.

Astrolojide genel olarak çalışmayı ve disiplini ifade eden Satürn etkisi,  kişiye zorluklar karşısında pes etmeden mücadele etmesinde yardımcı olur. Otoriter bir yapıya da işaret eden Satürn; çalışmak, mücadele etmek, didinmek, bir amaç uğrunda irade ve sebat göstermek, mücadele içerisinde yaşanılan sınavları temsil eder. Bu sebeple de astrolojide kötü enerjiye yorulabilen bir gezegen olmuştur.

satürn

Satürn'ün günümüzden yaklaşık 4.5 milyar yıl önce oluştuğu düşünülüyor. Gezegenin yapısı büyük oranda hidrojen ve helyum gazlarından oluşuyor. Yani gezegen düşündüğümüz şekliyle aslında çok büyük ama oldukça hafif bir gaz kütlesi.

Satürn’ü diğer gezegenlerden ayıran ve dikkat çekici kılan özelliklerin başında halka sistemi geliyor. Bu sistemde halkaların genişliği dışarıya doğru bazı alanlarda 120 bin kilometreye kadar ulaşıyor. Halkalar ince küçük çapı 1 cm ile 10 cm arasında değişen buzumsu kaya kütlelerin birleşiminden oluşuyor ve genişliğine oranla çok küçük, 100 metreye yakın bir kalınlığı oluşturuyorlar.

satürn

Satürn’e o eşsiz rengini ise atmosferinin üst kısmında bulunan kristalleşmiş amonyak bulutları veriyor. Kendi etrafındaki dönüşünü on buçuk saatte tamamlıyor, bu Dünya ile kıyasladığımızda oldukça hızlı bir dönüş. Bu sebeple gezegen yassılaşıyor ve basık bir görünüme bürünüyor. Atmosferin üst kısmı Satürn’den farklı bir hızda dönüyor, bu sebeple sıklıkla atmosferinde şiddetli fırtınalar meydana geliyor.

Satürn’den görüntüler toplayan Cassini uzay aracının 2016 yılında paylaştığı görüntülerde yer alan kuzey kutbundaki altıgen bulutlar gezegene ait sırrı çözülememiş durumlardan biri. Gezegenin kuzey kutup noktasında dünyadaki bir kasırganın oluşturduğuna benzer bir yapı görülüyor. Ancak kasırganın dünyada oluşturduğu sarmalın çevresi dünyada çember şeklinde görülürken Satürn’de bir altıgenden oluşmuş.

satürn altıgen

Satürn aynı zamanda bilenen 62 adet uydu sistemine sahiptir. En bilineni Titan’dır ve 2005 yılında Huygens aracı yüzeyine inmiştir. Titan’ı özel yapan şey atmosferindeki hava değişimlerinin dünyadakine benzer küçük göller ve denizler yaratmış olması, bu yüzeylerin altında ise buz ve kaya kaplı bir yerkürenin oluşmaya başlandığının gözlemlenmiş olmasıdır. Bilim insanları Dünya’nın oluşumunun ilk evresinde Titan’ın bugünkü haline çok benzediğini düşünüyorlar.

Satürn çıplak gözle teleskopla gözleyebildiğimiz beş gezegenden biri. Karmaşık olmayan küçük bir teleskopla dahi görülebilir bir gezegen, bu sebeple keşfi de 17.yy.a dayanıyor. İlk olarak 1610 yılında Galileo Galilei Satürn’ü gözlemliyor ve o zamanki teknolojiyle gördüğü Satürn’ün halkalarını bir yuvarlağın yanındaki kulaklar olarak resmediyor. 

1655 yılında Hollandalı Astronom Christiann Huygens daha gelişmiş bir teleskopla bakınca bu kulakların yuvarlığın etrafını saran bir halka olduğunu anlıyor. 1675 yılında ise Giovenni Domenico Cassini bu halkanın aralarında boşluklar olan birden fazla halkadan oluştuğunu söylüyor. O günden bugüne Satürn hakkında yapılan çalışmalar sürüyor. Bu güne kadar gezegene keşif amaçlı toplamda 4 uzay aracı gönderildi. Satürn’ün yörüngesinde ve en büyük uydusunda keşifler yapan bu araçlar vasıtasıyla şuan ki bilgilerimiz tam anlamıyla oluşmuş oldu.

Satürn’e anlamlar veren ve onu merak eden bizler için bu soluk renkli ve hüzünlü gezegen gökyüzünde varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bilim bizler için uzayın sırlarına her geçen gün biraz daha ışık tutsa da karanlıkta kalan kısım halen aydınlıktan çok fazla.

Şahmeran

27 Haziran 2021 12:00 Haftalık Kültür
resimler-kitap/şahmeran_moren_haber_ajansı_e7jOuC9.jpg

Başı insan, gövdesi yılan biçiminde olduğuna inanılan efsanevi dişi bir yaratıktır. Şahmeran sözcüğü, Farsça şah kelimesi ile yılanlar anlamına gelen mârân kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelmiştir ve “Yılanların Şahı” anlamına gelir. Pers ve Anadolu kültüründe görülen mitolojik canlılardan biridir. Efsaneye göre çok eski zamanlarda Tarsus'ta bir yeraltı şehrinde Meran adı verilen yılanlar yaşar. Meranların kraliçesine de Şahmeran denir.  Şahmeran doğa üstü güzellikte ve bilgiyle donatılmış bir kadındır.

Şahmeran, yarısı yılan yarısı kadın mitolojik figür

Bir gün, fakir bir ailenin oğlu olan Cemşab ve arkadaşları, içi bal dolu bir mağara keşfederler ve bu mağaranın derinliklerine inme görevi Cemşab’a verilir. Ancak açgözlülük yapan arkadaşları Cemşab’ı mağarada bırakırlar. Cemşab bu mağarada bir delikten ışık sızdığını fark eder. Cebindeki bıçak ile deliği büyütünce, ömründe görmediği kadar eşi benzeri olmayan güzelliklerin ve pek çok yılanın olduğu bir bahçe ile karşılaşır.

Efsaneye göre Cemşab uzun yıllar bu mağarada kalır ve Şahmeran’ın güvenini kazanarak burada yaşar. Şahmeran onu çok sever ve bildiği tüm tıbbı ilimleri onunla paylaşır. Ancak yıllar içerisinde ailesini çok özlediği için Cemşab dışarı çıkmak ister. Bunun üzerine Şahmeran, ülkesini kimseye söylememesi şartıyla onu salıverir. Ailesine kavuşan Cemşab, uzun yıllar huzur içinde hayatına devam eder. Ancak bir gün yerüstündeki ülkenin padişahının hastalandığını ve şifanın Şahmeran’ın etinden yemek olduğunu duyar. Bazıları kendisinin gösterdiğini söyler, bazıları vezirin onu zorladığını. Ne yazık ki Cemşab verdiği sözü tutamaz ve Şahmeran’ın yerini gösterir. Şahmeran ona olan bağlılığından Cemşab'a kendisini öldürmesini, bedenini toprak çanakta kaynattıktan sonra suyunu vezire içirip, etini de padişaha yedirmesini söyler. Bunun sonucunda vezir ölür ancak padişah iyileşir. Cemşab’ı da kendisine vezir yapar.

Şahmeran tıp dâhil bildiği bütün bilgilerini insan olan Cemşab’a verir, gerektiğinde de insanoğlu uğruna kendini feda eder. Efsaneye göre Şahmeran'ın öldürüldüğünü yılanlar o günden beri bilmemektedirler. Bu sebeple Tarsus’un, Şahmeran’ın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar tarafından bir gün istila edileceği rivayet edilir.

Şahmeran'la tanışan ilk insanın ismi bazı kaynaklarda Belkıya olarak geçerken, bazı kaynaklarda bu isim Camşab olarak değişmektedir. Kimi kaynaklarda ise Şahmeran'la ilk buluşan kişinin Lokman Hekim olduğu anlatılmaktadır.

Fark edilecektir ki yılanlar en eski zamanlardan bugüne birçok medeniyette sağlık ile ilişkilendirilmiştir. Öyle ki günümüzde sağlıkla ilgili meslek ve kurumların çoğu yılan figürleriyle sembolize edilmektedir.

Kaynaklar/ AyrıcaBakınız:
Darüşşifalardan Günümüz Sağlık Kurumlarına Yılan Sembolü*
Kültür Portal, Şahmeran Efsanesi
Şahmeran Etimoloji Viki
Görsel URL