Sadece Sen Değilsin
Pandemi acımasızdı ve kendimize bir mola vermenin zamanı geldi.
Dünya geneline yayılan COVID-19 salgınının Türkiye'deki ilk tespit edilen COVID-19 vakası Sağlık Bakanlığı tarafından 11 Mart günü açıklandı. 1 Aralık 2019’da Çin’in Vuhan kentinde başlayan salgında virüse bağlı ülkedeki ilk ölüm ise 15 Mart 2020'de gerçekleşti.
Geçtiğimiz iki yıl içinde, çoğumuz büyük bir pandemik yorgunlukla karşılaştık. Sanki cehennemde yaşamıyormuşuz gibi işte veya evde (veya çoğu zaman her ikisinde de) üretken olmamız bekleniyor.
Ruh sağlığı uzmanları, pandemi boyunca strese karşı duygusal tepki aşırı yüklendi. Bu olduğunda, sürekli adrenalin akışı boşalmaya başlar ve ilgisizlik yerleşir. Görünüşe göre hepimiz o devrilme noktasını aştık. Uzmanlar özellikle koronavirüs krizi sürecinde duygusal olarak zaptedilmiş hissetmenin çok normal olduğunu söylüyor.
Stresli bir olay yaşadığımızda, beynimiz vücudumuza yakındaki tehditlere yanıt vermemizi sağlayan bir enerji patlaması gönderir.
Tipik olarak, stres etkeni ortadan kalktıktan sonra beyin ve vücut sakinleşir ve dinlenir. Ancak, pandemi boyunca o kadar çok stres etkenine maruz kaldık ki sistemimiz bir mola veremedi.
Konuyla ilgili olarak Sağlık ve Yaşam Derneği (SAYADER) YK adına Prof. Dr. Kazım Karaaslan yaptığı açıklama pandemi dönemi normalleşme sürecine geçişte toplumun beden, ruh ve sosyal sağlığı açısından bazı ilave tedbirlerin alınmasını önerdi.
SAYADER özellikle ruh sağlığı yönünde şunlara değindi.
Toplumda çok yüksek bir düzeye ulaşan kaygı, endişe bozukluklarının giderilmesi ve bu sıkıntıların uzun vadede kalıcı ruhsal bozukluklara dönüşmemesi için;
Corona virüsünün gerekli tedbirler alındığında korunulabilir ve üstesinden gelinebilir olduğu vurgusu pozitif bir dil ve özellikle çocuklara yönelik özgün içerikle gündeme getirilmeli, orantısız ve aşırı korku, endişe ve ümitsizliğe yol açılmamasına dikkat edilmelidir.
Normalleşme süreci sonunda tüm dünyada geçerliliği olacak yepyeni bir yaşam anlayışının olacağı muhakkaktır. Pandemi sonrasında Post Travmatik Stres Sendromu, Obsesif Kompülsif Bozukluk gibi bazı ruhsal sorunlara kadar varabilecek aşırı ve yetersiz sosyal yaşam kısıtlılıkları ve takıntılı hijyen anlayışına dönüşmemeli.
Beden, ruh ve sosyal sağlıkla ilgili gözetimler ve önlemler alınırken manevi sağlığımız ihmal edilmemeli.
Bu dönemi nasıl atlatabiliriz?
Uzmanlara göre kronik stres ve belirsizlik döneminden sonra tükenmişliğin ortaya çıkması normaldir. Duygusal dayanıklılık zamanla azalır ve pandeminin doğası göz önüne alındığında, pandemi öncesi zamanlarda ki gibi aynı güvenlik duygusuna sahip değiliz.
Her zamanki başa çıkma becerilerimiz çalışmıyor olabileceğinden, çoğumuz günlük stresle başa çıkmanın yeni yollarını öğrenmek zorunda kaldık.
Pandemi dostu başa çıkma becerileriniz yoksa veya son birkaç aydır yaptığınız şey şu anda sizin için çalışmıyorsa, bir terapistle çalışmak için iyi bir zaman olabilir. Bir ruh sağlığı uzmanı size yaşamınızla ilgili özel teknikler sağlayabilir.
Bir ruh sağlığı uzmanı şunu öneriyor: “Başkaları için neyin işe yaradığına güvenmeyin; farklı şeyler deneyin ve sizi neyin rahatlattığını anlayın.”
Tabii ki, ruh sağlığı bakımı inanılmaz derecede pahalıdır; Bu durum sizin için bir sorun ise, yardımcı olabilecek uygun fiyatlı veya ücretsiz kaynaklara bakmayı deneyin.
Uzmanlar, "Belli bir noktada, hepimiz bunun üstesinden geleceğiz." diyor.
Son olarak, pandemi hayatınızı ne kadar bozmuş olursa olsun, bunun zor olduğunu ve bedenin düzensiz koşullara verdiği geçerli bir yanıt olduğunu kabul edin.
Sizin veya tanıdığınız birinin yardıma ihtiyacı varsa, Sağlık Hattı Alo 182’yi 7/24 saat ücretsiz arayabilirsiniz.
Lütfen Türkiye dışındaki, İntiharı Önleme Uluslararası Yardım Hattı Kaynakları’nı inceleyiniz.